Bayındır’da Unutulan ve Tanıtılamayan Tarihi Yapıt

Beyşehir Bayındır Mahallesinde 700 yıllık caminin varlığından kimsenin haberi yok!
Beyşehir’in Bayındır Mahallesinde bulunan tarihi Camii bugüne kadar tanıtılmadığı gibi böyle bir Caminin varlığından Beyşehir’de bile birçok insanın haberi yok.
Camide yer alan kitabelerden 1365 yılında yapıldığı anlaşılan Cami, Konya-Beyşehir karayolu üzerinde, Beyşehir’e 6-7 kilometre mesafede ki Bayındır Mahallesinde yer alıyor.
BEYŞEHİR’İN TARİHİ DEĞERLERİ ARASINDA BİLE SAYILMIYOR
Bayındır’da yer alan bu eser bugüne kadar Beyşehir’in tanıtımının yapıldığı ne bir kamera kayıtlarında, ne de bir kitapçıkta yer almadı. Öyle ki tarihi eserleri gösteren kahverengi zemin üzerine yazılan tabela bile Beyşehir-Konya yolu üzerinde Bayındır yol ayrımına bugüne kadar konulamadı. Hiçbir şekilde değeri ifade edilemeyen Cami için Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi Sanat Tarihçisi Yaşar Erdemir çok önemli detaylara değindi.
İŞTE YAŞAR ERDEMİR’İN KALEMİNDEN BAYINDIR CAMİ İLE İLGİLİ BİLİNMEYEN ÖZELLİKLER
Yeri ve Tarihçesi: Cami, Konya-Beyşehir karayolu üzerinde, Beyşehir’e 6-7 kilometre mesafede ve yoldan 1,5 kilometre kadar içeride bulunan Bayındır Mahallesindedir. Kitabesinden yapının, H.767 (M.1365) yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.
Plânı ve Dış Görünüşü: Cami, dıştan dışa yaklaşık 17.10×17.15 metre ölçülerinde oldukça muntazam sayılabilecek kare bir plâna sahiptir. Duvarlarının dışı bugün altta yeşil, üstte beyaz badana ile sıvalıdır. Yapının batı duvarına içerden bitişen güdük bir minaresi vardır. Doğu ve batı cephelerde olmak üzere iki girişi bulunmaktadır. Bunlardan doğu duvarının kuzey köşesine yakın olarak açılanı, esas giriştir.
Kapı çerçevesi muntazam kesme taştandır. Dikdörtgen şeklindeki bu giriş kapısının üstü basık sivri kemerlidir. Kemer üzengileri sade konsollar biçimindedir. Kemerli kapı açıklığı, dıştan dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır. Bu çerçeve, kemerin üstünde yukarıya doğru dikdörtgen bir pano oluşturacak şekilde çıkıntı yapmakta, yukarıda sözü edilen inşa kitabesi burada yer almaktadır. Bu dikdörtgen kitabenin ortası, iç içe iki büyük daireden oluşan bir rozetle süslenmiştir. Bu iki daire arasında kalan enli şeritte kitabe yazılıdır. Ortada ve yanlarda kalan boşluklar, sonradan yapılan badanalar altında kaldığı için ne oldukları pek anlaşılamayan bitkisel motiflerle doldurulmuştur. Kapıya geniş bir basamakla çıkılır. Bu cephede, altta iki adet büyük, üstte hemen saçak altında ve daha küçük olmak üzere, beş adet dikdörtgen pencere içeriyi aydınlatmaktadır. Batı cephedeki giriş, doğudakine göre daha ortadadır. Geniş ve yüksekçe iki basamakla çıkılan bu girişin kapı açıklığı da basık kemerlidir. Cephede alttakiler daha büyük olmak üzere iki, üstte saçak altında daha küçük dikdörtgen üç pencere bulunmaktadır. Bu cephenin kuzey köşesinde, sonradan açıldığı belli olan bir kapı daha görülmektedir. Yapının güney duvarında, doğu köşeye yakın yerde altta büyük, batı köşeye yakın yerde üstte saçak altında küçük bir pencere açıklığı ile kuzey cephede, altta mihrap ekseninde dikdörtgen büyük bir pencere görülmektedir. Pencerelere dıştan basit ahşap doğramalar konmuştur. Yalnız üstteki küçük pencerelerin doğraması geometrik şekiller gösteren, sade bir taksimatla süslenmiştir. Alttaki büyük pencerelere demir kafesler geçirilmiştir. Yapıda malzeme olarak moloz taş kullanılmıştır. Aralarda devşirme taşlar da yer almaktadır. Caminin kuzey duvarının kalınlığı 0.85 metre diğer duvarlar 1 metre olup, üstü alafranga kiremit kaplı kırma çıtı ile örtülüdür. Harimin içine ve batıdaki kapının yanına inşa edilen güdük minare, çatı içinden yükselmektedir. Kabaca işlenmiş kesme taştan inşâ edilmiştir. Sekizgen gövdelidir. Bu sekizgen gövde şerefe altında hafif çıkmalarla yukarıya doğru genişleyerek ters bir kesik koni şekline dönüşmektedir. Şerefe korkuluğu, çimento harçla kaba şekilde sıvanmıştır. Silindirik biçimde ve daha ince olan petek, konik bir külahla nihayetlenmektedir.
İç Görünüşü: Cami duvarları içerden çimento harç ve kireç badanalıdır. Harim, yuvarlak ve çokgen kesitli ahşap destek sıraları ile mihrap duvarına dik olarak uzanan beş sahına ayrılmıştır. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş tutulmuştur. 3.95 metre genişliğinde olan orta sahının doğusunda kalan ara sahın 2.45 metre, ara sahınla doğu duvarının sınırladığı dış sahın 2.45 metre genişliğindedir. Keza, orta sahının batısında kalan ara sahın 2.75 metre, bu ara sahınla batı duvarının sınırladığı diğer dış sahın 2.40 metre genişliğindedir. Alttaki büyük pencerelerden, doğudaki girişin yanındaki hariç tutulursa, diğerleri dışarıdan içeriye doğru hafifçe genişlemektedir. Bunlardan güney duvarındaki büyük pencerede, bu genişleme daha bariz şekilde belli olmaktadır. Yine bu cephede dışarıdan dikdörtgen şeklinde görünen üstteki küçük pencere içeriden yuvarlak kemerli şekle dönüştürülmüştür. Bu duvarın batı köşesine yakın yerde bir, batı duvarında iki dolap nişi yer almaktadır.
Mihrap: Güney duvarı içine oyulmuş 88 cm çapında 45 cm derinliğinde yarım silindirik bir nişten ibarettir. Niş kavarasının önü dantel şeklinde işlenmiş ahşaptan yarım daire biçiminde bir kemerle süslenmiştir. Mihrap cephesi farklı genişlikte ve değişik motiflerin yer aldığı yine ahşaptan üç süsleme şeridi ile çerçevelenmiştir. Şeritler birbirinden burmalı kordan şeklindeki silmelerle ayrılmıştır. İçteki ilk şeritte kırmızı zemin üstüne bitkisel motif ve yer yer altın yaldız kullanılmıştır. İkinci ara şeritte mavi zemin üstünde beyaz ve kırmızı boyalı oyma çiçekler görülmektedir. Dış şerit diğer iki şeritten daha geniş tutulmuştur. Kırmızı zemin üstünde kenar suları altın yaldızlı rozet şeklinde kırmızı çiçekler yer almaktadır. Her üç şeritte de motifler ajur tekniği ile işlenmiş olup, işlemeli parçalar zemine çivi ile tutturulmuştur. Bu dikdörtgen mihrap çerçevesi, yine ahşaptan sade bir tepelikle nihayetlenmiştir. Mihrap, Çiftliközü Mahallesinden Hasan Usta tarafından 1954’de yapılmıştır.
Minber: Mihrabı yapan Hasan Usta’nın eseri olan Minber de 1954’de ahşaptan inşa edilmiştir. Kanatları olmayan kapının üstündeki aynalık kısmında, bir yazı panosu vardır. Bitkisel motiflerin oyma olarak işlendiği yarım daire formlu taç kısmı, bir âlemle son bulmaktadır. Süpürgelik (Pabuçluk), yan yana dört kemerden oluşmaktadır. Yan kanatlar (yan aynalık) mihrapta olduğu gibi ajur tekniği ile süslenmiş ve çivi ile zemine tutturulmuştur. Ortada bir üçgen göbek ile etrafında iki süs şeridinden oluşan kanat süslemesinde kırmızı ve mavi zemin üstüne beyaz boya, altın yaldız ve kırmızı çiçekler görülmektedir. Korkuluk da ajur tekniği ile işlenmiştir. Köşk altındaki geçit (dolap) kısmı dantel şeklinde ahşaptan yarım daire biçiminde bir kemerle çevrelenmiştir. Köşk kısmı çokgen gövde şeklindedir. Üstü piramidal bir külâhla örtülüdür.
Minare: Yapının batı iç duvarına bitişik ve buradaki girişin yanında yer almaktadır. 1.50 metre kadar yükseklikteki kare kaide üstte sekizgen gövdeye dönüşmektedir. Zeminden 1.00 metre yukarıda güney istikametine açılan minare kapısına basit ahşap basamaklarla çıkılmaktadır.
Kadınlar Mahfili: En batıdaki sahnın haricindeki diğer sahınların kuzey tarafında sütun sıralarıyla ilâve desteklere oturtulmuş olan mahfil, oldukça geniş bir yer kaplamaktadır. Mahfilin orta sahına isabet eden kısmında beş köşeli bir çıkması bulunmaktadır. Korkulukta sade bir oyma süsleme göze çarpar. Minare kaidesinin doğu duvarına bitişik olan bir merdivenle yukarıya çıkılmaktadır.
Tavan: Alttan tahta kaplamalı olan tavan, kıble duvarına dik istikamette, kalınlıkları 25-32 cm arasında değişen dört ana kirişe taşıtılmıştır. Bu kirişlerden; batıdaki ikisinin kuzey ucu ile doğudaki ikisinin güney ucu doğrudan duvarlara, diğer uçları duvarlardan çıkarılmış ahşap konsollarla, ortada yastıklar vasıtasıyla ahşap direklere otururlar. Bunlardan doğuda kalan ikinci ana kiriş, güney duvarından başlayarak kuzeye doğru üçüncü direk (Kadınlar Mahfili Korkuluğu) hizasına kadar 25’er cm genişliğinde yan yana iki kirişten müteşekkildir. Ayrıca bu çift kirişin kuzey uçlarından başlamak üzere minare gövdesine kadar uzanan enine bir kiriş atılmıştır. Bu ana kirişlerin yan yüzleri ve altları tahta levhalarla kaplanmıştır. Kaplamaların bir kısmı boyalı nakışlarla süslenmiştir. Kuzeyde enine kiriş, güneyde mihrap önündekilerle, bunların kuzeyindeki desteklerin ortasına isabet eden kısımlar arasında orta sahın tavanı yükseltilerek bir tekne tavan şekline dönüştürülmüştür. Tavanın merkezine çokgen yıldız şeklinde bir göbek oturtulmuş, yan yüzleri ise çıtalarla üçgenlere bölünerek aralarına kabartma beşgen yıldızlar serpiştirilmiştir. Orta sahın ile batısında kalan ara sahın, kuzeyde mahfil hizasında atılmış enine kiriş, yanlarda ana kirişlerin karşılıklı yüzleri, güneyde ise mihrap duvarı boyunca aynı seviyede uzanan iki sıra ahşap süs kuşağı ile çevrilmiştir. Alttaki kuşak daha geniş tutulmuştur. Orta sahını çeviren alt kuşak kırmızı zemin üstüne beyaz renkli olarak Kuran’dan alınan yazılarla (Ayet-el kürsi) doldurulmuştur. Üstteki daha ince kuşakta siyah zemin üstüne beyaz renkli (papatya ve karanfile benzer) stilize bitkisel motifler yer almaktadır. Batıdaki ara sahını dolaşıp güney duvarının batı ucuna kadar (tavan eteğinde ve aynı seviyede) devam eden alt kuşakta, ritmik olarak ters-yüz kıvrımlarla dilimli bir su motifi görülür. Kıvrımların içinde lâleye benzer, stilize bitki motifi bulunmaktadır. Burada zemin koyu kırmızıdır. Su motifi aşı kırmızısı ile konturlanmış, içindeki bitkisel motif ise, kenarları yeşil, ortası beyaz renge boyanmıştır. Üstteki kuşak ise siyah zemin üstüne beyaz ve kırmızı ile boyanmış stilize gül, papatya ve karanfil bitkileri ile bezenmiştir. Bunların haricindeki diğer ana kirişlerin yan yüzlerinde herhangi bir süsleme görülmez. Yalnız doğudaki ikinci ana kirişin alt yüzünde, mihrap duvarı ile önündeki ilk destek arasında kalan bölümde çıtalı bir taksimatla, ondan sonraki destek arasında bitkisel motiflerle, benekler halinde serpiştirilmiş değişik renkler göze çarpmaktadır.
Destek Sistemi: Ahşap tavan örtüsü, doğudan batıya doğru, her sırada 4, 5, 4, 4 olmak üzere toplam 17 ağaç destek tarafından taşınmaktadır. Üstten yastıklar vasıtasıyla taşıyıcı ana kirişe bağlanan bu destekler, daire ve sekizgen kesitli olup, çapları 18-30 cm arasında değişmektedir. İçlerinde en süslü ve değişik olanları, mihrap duvarı önündeki batıda kalan ilk üç destek ile bunlarla mahfil arasında kalan batıdaki ilk iki destektir. Mihrap önünde olanların gövdeleri sekizgen plânlıdır. Mihrap duvarı önündekilerden başlayarak bunları kısaca tanımlayalım:
Batıdaki İlk Sütun: Üç metreye yakın bir yükseklikten sonra zikzaklı bir geçişle boyun kısmı oluşturulmuştur. Bu kısım, gövdeden daha ince ve 20 – 25 cm yüksekliğinde olup kırmızı ile boyanmıştır. Bunun üstünde kademeli olarak ve çivilerle çakılmak suretiyle sıralar halinde yükselen mukarnas parçalarından ibaret bir başlık bulunmaktadır. Dört sıralı olan ve çakma usulü ile yapılan bu başlıkta17 çeşitli renkler kullanılmıştır. Altta düz basit mukarnas dilimlerinin meydana getirdiği ilk sıradan sonra, badem biçimindeki motiflerle süslü ikinci sırada, açık kırmızı zemin üstüne beyaz, yeşil ve mavi renkli bitkisel motifler göze çarpmaktadır. Üçüncü sırada mavi ve kırmızı, dördüncü ve en üstteki sırada kırmızı, altın yaldız renk kullanılmıştır. Bu sıranın alt saçağında çepeçevre haşhaş kozasına benzer püsküller sarkmaktadır. Bunlar yeşil ve kırmızı ile boyanmıştır. Başlık tablası, yüksekliği az kare prizma biçiminde olup, alt köşeleri mukarnas dilimleri biçiminde oymalarla süslenmiş ve her köşesine irice birer püskül monte edilmiştir. Başlık tablasının kuzey ve batı yüzü yazı, güney ve doğu yüzü bitkisel motiflerle tezyin edilmiştir.
Mihrap önündeki Batıdaki İkinci Sütun: Sütun gövdesi tabandan itibaren bir metreden sonra, altta tek sıra düz, üstte zikzaklı, bunun üstünde de tek sıra ve baklava dilimi şeklinde boyalı süs kuşakları ile bezenmiştir. Kırmızı ile boyalı olan bu kuşaklardan baklava motifli olanı 10 cm, diğerleri 5 cm genişliğindedir. Bunların üstünde 15 cm genişliğinde papatya ve güle benzer motiflerin yer aldığı diğer kuşakta zemin kırmızıya, yaprakların konturları koyu, içleri açık yeşile, diğer kısımları kirli beyaza boyanmıştır (Beyaz sonradan bozulmuş olmalı). Zikzaklarla geçilen ince bir boyundan sonra başlık kısmı gelmektedir. Başlık dört sıralıdır. Alttaki sırayı ince dilimli parçalar oluşturmaktadır. Üstteki ikinci sırada yer alan badem biçimli mukarnas dilimlerinin içleri, kırmızı zemin üstüne yeşil, mavi ve beyaz renkli lâleye benzer motiflerle doldurulmuştur. Üçüncü sırada benzer biçimdeki mukarnas dilimlerinin alt uçlarından aşağıya doğru ince tahtadan oyulmuş uçları palmet şeklinde püsküller sarkmaktadır. En üstteki sırada kırmızıya boyanmış badem şeklindeki mukarnas parçaları yan yana sıralanmıştır. Kübik başlık tablasının alt köşeleri mukarnas dilimleri ile süslenmiştir. Kuzey-güney yüzlerinde yazı, doğu ve batı yüzlerinde bitkisel motiflerin yer aldığı bu tabla üstte yastığı taşımaktadır.
Üçüncü Sütun: Gövdesi daha sade tutulan bu ahşap sütun taştan kare bir kaideye oturmaktadır. Batıdaki ilk sıranın sütunlarında olduğu gibi, bunda da zeminden üç metreye yakın bir yükseklikten sonra ince bir boyun ve başlık gelmektedir. Boyun kısmına geçiş “armudi” tâbir edilen biçimde (boğumlu olarak) oyulmuştur. Başlığın alt kısmında, diğerlerinde olduğu gibi, sade mukarnas dilimleri yer almaktadır. Üstteki mukarnas sırasının alt saçağında damla ve haşhaş kozası biçiminde püsküller yan yana ve münavebeli olarak başlık çevresini dolaşmaktadır. Daha üstteki mukarnas sırasında da püsküllerin (bir kısmı kopmuş ve kırılmış olmasına rağmen izleri belli olmaktadır) daha küçülmüş olarak aynı şekilde sıralandığı görülmektedir. Başlık tablası sekiz yüzlü olup, diğer başlıkların tablalarından daha dar tutulmuştur. Her yüzde aynı şekilde tekrar edilen ve ritmik olarak kıvrılan tek sıra bitkisel bir süs kuşağı tablayı çepeçevre dolaşmaktadır.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız sütun ve başlıklarının benzerlerini Konya çevresindeki bazı yapılarda görmek mümkündür. Bunlar, Beyşehir Köşk Mahallesi Mescidi, Beyşehir Emen Mahalle Camii, Isparta Atabey (Ertokuş) Ulu Camii, Konya Mücellit (Altınçeşme) Mescidi, Karaman Yollarbaşı (İlistra) Köyü Camii Beyşehir Eşrefoğlu Camii ve Demirli Mescidin sütun başlıkları ile mukayese edilebilir. Mihrap önündeki mukarnas başlıklı sütunlarla mahfil arasında kalan, batıdaki ilk iki sütunun gövdesi kaideden itibaren üç metre yüksekliğe kadar sekiz yüzlü olarak devam edip, köşe pahları ile kareye dönüşürler. Üstte, kuzey-güney doğrultusunda, yukarıya doğru kademeli olarak genişleyen kıvrımlar birer başlık oluşturmaktadır. Bunlar; aynı şekilde kıvrılan ve aynı istikamette uzanan yastıklarla bir bütün teşkil ederler. Her iki sütunun doğu ve batı yüzleri kare kısmından başlamak üzere, yastığa kadar bitkisel motiflerle tezyin edilmiştir. Bu motifler ilk sütun yastığının doğu ve batı yüzünde de devam etmektedir. İkinci sütun yastığının ise doğu yüzünde yazı, batı yüzünde ortada yazı, yanlarda bitkisel motifler yer almaktadır. Beyaz, yeşil, açık ve koyu kırmızı ile boyanmış olan bu motifler, ilk sütunda daha seyrek ve sade, ikincisinde daha sık ve girift olarak süslenmiştir.